“Marka” teriminin çeşitli tanımları olsa da, çoğunun ortak bir noktası vardır: markayı, onunla temas eden insanların zihnindeki bir dizi çağrışım olarak görürler. Ancak bu farklı temas noktalarının istenen çağrışımları yaratmasını nasıl sağlayabilirsiniz? İşte bu noktada “marka kodları” devreye girer. Marka kodları, izleyicilerde zihinsel kavramları harekete geçiren veya markayı düşünmelerini sağlayan algılanabilir sinyallerdir. Bunlar arasında logo, renk, anahtar görsel, yazı tipi, dil, duyusal izlenimler ve değerler ya da bakış açıları yer alır. Markanın soyut özelliklerini algılanabilir hale getirirler. Marka kodları bir başka önemli işlevi daha yerine getirir: tüm temas noktalarında tutarlı bir şekilde kullanıldıkları takdirde markanın tanınmasını sağlarlar. Bu husus, izleyicilerin çok az dikkat gösterdiği durumlarda (örneğin reklamcılıkta) özellikle önemlidir. Ne kadar çok marka kodu varsa, markayı tanımak o kadar kolay olur.
Marka kodları, zihinsel kavramları harekete geçirmenin ve tanınırlığı artırmanın yanı sıra, tattan daha az, stratejiden daha çok bahsetmemize yardımcı olur. Çünkü birçok sinyal için zaten ilişkili bir zihinsel kavram vardır (örneğin, hafif ürünler için doygunluğu azaltılmış renkler). Bu çağrışımlar kültürel olarak belirlendiğinden, yeni bir ülkeye girerken kullanılan marka kodları sorgulanmalıdır. Sinyaller ve kavramlar, güçlü bir markanın (bizim tanımladığımız şekliyle) özelliklerini özellikle iletmek için stratejik olarak da kullanılabilir: Güvenilirlik Marka, vaat ettiklerini yerine getirdiği izlenimini veriyor mu? Farklılaştırma Marka rakiplerinden farklı görünüyor mu? Marka rakiplerinden farklı kavramları mı temsil ediyor? Basitlik Marka sinyallerinin algılanması/anlaşılması kolay mı? İlham kaynağı Marka sinyalleri ve ilişkili kavramlar bana ilham veriyor mu? Alaka düzeyi Marka ilgimi çeken kavramları temsil ediyor mu?